29 Aralık 2015 Salı

Bebek Çubuk Krakeri (+1 yaş)

   Merhabalar :)
Aybilge ile alışverişe, parka, dolaşmaya çıktığımızda eğer bebek arabasında ise bir şeyler yemeyi çok seviyor. Bu yüzden bazen taze ya da kuru meyve alıyorum yanıma. Geçtiğimiz haftalarda ise bir anne bebeğine çubuk kraker verirken Aybilge'ye de uzattı. "Ambalajlı gıda vermiyorum." demeye kalmadan bizimki  çoktan mideye indirdi krakerleri. Anladım ki çok sevdi. Hal böyle olunca bendeniz eve dönünce tuzlu kurabiye tariflerimi şöyle bir karıştırıp, içine bir şeyler ekleyip çıkarıp, tırtıl kurabiye kalıbımı kullanıp fotoğrafta görmüş olduğunuz krakerleri pişirdim. Tarife gelince:

 
   Malzemeler
125 gr tereyağ,
1/2 çay bardağı ev yoğurdu,
1 çay bardağı süt,
1/2 çay bardağı sıvıyağ,
1 yumurta beyazı (sarısı üzerine),
İsteğe bağlı olarak çörek otu ve susam (Bence mutlaka ekleyin ;)),
Çay kaşığının ucuyla karbonat veya kabartma tozu,
1 çay kaşığı tuz,
Yulaf unu ve tam buğday unu.

   Yapılışı
Oda sıcaklığında iyice yumuşamış tereyağ, yumurta beyazı, yoğurt ve süt çırpılır. Diğer malzemeler birer birer eklenerek ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edilir. Hamur yaklaşık 20 dk buzdolabında bekletildikten sonra ister elle ister benim kullandığım tırtıl kurabiye kalıbı kullanılarak şekil verilir. Eğer elle şekil verilecekse yağlı kağıt üzerinde uzunlamasına yuvarlanabilir. Üzerine yumurta sarısı sürüldükten sonra 180°de kızarana kadar pişirilir. 

   Bebeklerin seveceği bir tarif olduğunu düşünüyorum. Hamurun bir kısmını kendiniz için ayırıp tuz miktarını artırıp, pulbiber, kekik vs. ekleyip kuru pasta tadı yakalayabilirsiniz.

   Afiyetle,
   Sevgiler,
   Ayolelut :)


21 Ağustos 2015 Cuma

Aybilge'nin Diş Buğdayı

   Merhabalar :)
  Her anına keyifle, hayretle, büyük mutluluklarla şahit olduğumuz Aybilge'mizin ilk yılında kutlama sırası minik incilerdeydi artık. Hazırlıklar, araya Ramazan ayının girmesi, davetlilerimizin tatilde oluşu derken 4 dişimiz çıkıvermişti bile. ;)


   Aslında hazırlıkların başlaması kışa dayanıyordu diyebilirim. Çünkü geçtiğimiz kış bir gün, Aybilge için alışveriş yaparken mint yeşili-pembe bir elbise beğenip, aynı renklerdeki kendi elbisemle anne-kız takımı yaparız, diş buğdayında da giyeriz diyerek onu almıştım. Ee elbise renkleri belli olunca tema otomatik olarak belirlenmiş oldu. Artık mint ve tabii ki olmazsa olmaz pembe üzerine yoğunlaşacaktık.

6 ay kınamız sazlı sözlü olunca ilk olarak aklıma @byprimarima Ebru Hanım'a tef yaptırmak geldi. Elbise detaylarımızla harika bir anı oldu bizim için. Davetlilerimizin de oldukça ilgisini çekti. Bebeklere meslekleri temsil eden çeşitli objeler sunup seçtiği objeyle gelecekteki mesleğini belirleyeceği -kısaca meslek oyunu diyelim.- oyun için ise meslek kartlarını tercih ettim. İlk başlarda tercihim objeden yanaydı ama istediklerim evde olmayınca kartta karar kıldım.

Kartlarımızı Karpuz Tasarım'ın sahibi severek takip ettiğim Özlem Hanım hazırladı. Süslemeler için yine mint ve pembe renkte pelur kağıtlar alıp ponponlar hazırladık. Eminönü'nden de hazır birkaç adet kağıt süsleme alıp ponponlarla birlikte astık. Aynı renklerde balonları salona serpiştirdik. "Aybilge'nin Diş Buğdayı" yazılı bannerı, su şişesi kağıtlarını, el pankartlarını ve stickerları babamızla birlikte ince eleyip sık dokuyarak hazırladık ;)



İkramların ve hediyeliklerin tek bir masaya sığmayacağını düşünerek bir şeker büfesi hazırlamak geldi aklımıza. Buğday berekettir diyerek minik cam şişelere doldurup, kurdele, tül ve ayna üzerine Aybilge yazısıyla süsledik. Diş şeklinde notluklar, ilk dişim çubukları diğer hediyeliklerimiz arasındaydı. Şeker büfesini diş şeklinde jelibonlar, pufpuf kızlar ve çeşitli marshmallowlar ile çeşitlendirdik. Şeker büfesine yerleştirmek üzere bir diş panosu da hazırladık.



Bu panoda Aybilge'nin 4 dişinin çıkış tarihi yer alıyordu. Pano görsellerini tema renkleriyle hazırlayıp farklı bir detay yakaladık. Diş kurabiyelerini, 6 ay kınamızda olduğu gibi yine ben hazırladım. Diş ve diş fırçası şeklinde iki çeşit kurabiyemiz vardı. Fırça şeklinde olanları, minik kovalar içerisindeki gerçek diş fırçalarıyla birlikte ferforje ağaca asarak sunduk. Zencefil ve tarçın aromalı kurabiyeler pek bir sevildi. 

   
  Vee gelelim pastaya... Buğday tarihine karar verirken hem bana hoş bir anı olsun, hem de ikili bir kutlama olsun diye doğum günüm olan 8 Ağustos'u tercih etmiştik. Bu sebeple esprili bir not eklettik pastamıza. Merve Hanım (Instagram hesabı "KurabiyeciMerve") son 2 gün kala siparişimizi geri çevirmeyip, her bir detayına özenip, buğdayımıza çok ama çok şirin ve lezzetli bir pasta yaptı. Figürü hala saklıyoruz ;)

 
İkramların büyük çoğunluğu ise canım annemdendi. Birbirinden lezzetli tatlı ve tuzlu yiyecekler hazırladı misafirlerimiz için. Aybilge'nin diş buğdayını da tabii ki o pişirdi. Buğdayları kaselere koyup, tatlandırmayı misafirlerin damak tadına bıraktık. M&m's, kuruyemiş, pudra şekeri, tuz, pulbiber ve nane seçenekler arasındaydı.


Buğdayın yapıldığı gün: Her şeyden önce giyinip, süslenip babamızla birlikte fotoğraf çekimimizi yaptık. Misafirlerimiz geldikçe enerjimiz yükseldi, evimiz şenlendi. Aybilge kuzumun birbirinden tatlı bebek arkadaşları sayesinde buğdayımız çok daha bebek kokulu geçti :) Meslek oyunu öncesi Aybebek yorgunluktan uyuyakaldı. Uyanmasını sabırsızlıkla bekledik ve kartları hazırladık. Kartları görünce heyecanlanan Aykuzu önce güzellik kraliçesi kartını, sonrada aşçı kartını seçti. Babasının gönlünden astronot kartı geçse de olmadı maalesef :D
    Gün bitiminde mutluyduk, hem de çok. Sevdiklerimizle bir arada olmak, kızım için güzel ve anlamlı bir günü kutlamak bize çok iyi gelmişti. Misafirlerimizi de memnun bir şekilde yolculayıp, getirdikleri birbirinden özenli hediyeleri açıp günü tamamladık. (Bunlara hedik hediyesi deniyor.) 


   Annem ve eşim olmasaydı bunların hiçbirini yetiştiremezdim doğrusu. Geç saatlere kadar evi mis kokularla donatan canım annem ve patlatma pahasına da olsa gece yarısına kadar benimle balon şişiren eşime kocaman teşekkür ediyorum bir de buradan :)) Ve hazırlık aşamasında bana birbirinden güzel ve farklı fikirler veren arkadaşlarım sizler de iyi ki varsınız, çok ama çok teşekkürler.
  Aybilge'nin kutlamalarına bir çizik daha attık. Sıradaki gelsin ;)

  Sevgiler,
  Ayolelut

24 Haziran 2015 Çarşamba

Bebek Ekmek


   Merhabalar :)
Dün sabah Aybilge'ye yemeklerinin yanına eşlik etsin diye minik minik ekmekler yaptım. İlk denemem olduğu için ölçüyü ufak tuttum. Hamuru mayaladıktan sonra ikiye ayırıp birkaç tane de kendimize pişirdim. Sıcacık, taptaze ve leziz minik ekmeklerimiz oldu. Tarif ise şöyle:

-1 paket instant maya,
-3 yemek kaşığı yulaf unu (tepeleme),
-2 yemek kaşığı tereyağ,
-1 su bardağı ılık su,
-Alabildiğine tam buğday unu,
-Üzerine isteğe bağlı yulaf ezmesi (kendimiz için haşhaş).

Instant maya, ılık su ve tereyağ yoğurma kabına alındıktan sonra önce yulaf unu ardından tam buğday unu eklenir. Yumuşak bir kıvam alana kadar yoğurulur. 1 saat üzeri kapatılıp mayalanmaya bırakılır. 180 derecede 20-25 dakika pişirilir. Bebek için tarif bu şekilde. Eğer sizde benim gibi kendinize de yapmak isterseniz; bir kısmını ayırabilir, tuz atabilir, üzerine haşhaş dökerek pişirebilirsiniz. Bu arada tarif canım annemden. Kendisi Aybilge ek gıdaya geçtikten sonra tarifleriyle ve pişirdikleriyle elinin lezzetini ikiye katladı. (Tekrar teşekkürler annecim;)

Sevgiler,
Ayolelut

17 Haziran 2015 Çarşamba

Balkabağı Köftesi

   Merhaba :)
Ek gıdaya geçmeden önce brokoli ve karnabahar ile birlikte buzluğa attıklarım arasında balkabağı da vardı. Bugün Aybilge öğle uykusundayken hemen bir dilim çıkarıp, hazırladım kızımın köftesini. Uyanınca sarımsaklı yoğurtla birlikte yedi.
Peki ne var bakalım bu köftenin içinde:
1 dilim orta büyüklükte balkabağı,
1 yumurta sarısı,
1 tatlı kaşığı ruşeymli irmik (Makarna Lütfen),
1 tatlı kaşığı pirinç unu,
1/2 su bardağı tam buğday unu,
Birkaç yaprak maydonoz,
1 küçük kuru soğan,
1 sap yeşil soğan,
1/2 çay kaşığı kimyon.
   Balkabağı ve kuru soğanı ayrı ayrı rendeleyip suyunu sıktım. Birer birer diğer malzemeleri ekleyip, yuvarlak şekil verdim. Tavada birkaç damla zeytinyağda kızarttım. (İsteğe bağlı fırınlanabilir.)
Tüm bebeklere afiyetle :)

Sevgiler,
Ayolelut

3 Haziran 2015 Çarşamba

Bebek Mücver


   Mutlu Günler :)
Ek gıdaya geçişimizle her öğün yeni tatlar deniyoruz. Hem damak tadı oluşsun hem besleyici olsun hem farklı yiyecekler pişireyim derken bir de baktım ki 9. ayın içindeyiz. İlk başlarda nasıl olacak? Yedirebilecek miyim? Sevecek mi? derken bir düzen kurduk. Baby led weaning yani kendi kendi besleme, kendini doyurma anlamını taşıyan metodla bazı öğünleri birleştirince ortaya keyifli anlar çıktı. Kabak mücver blw'ye uygun bir tarif. Mücveri direkt bebeğin eline verebilir veya ufak parçalara ayırıp mama sehpasında sunabilirsiniz. Aybilge öğününü kendisi yese de asla yalnız kalmıyor. Ben ya da babası yanında olup, destekliyoruz. Örneğin; mücveri kendi yiyor ama aralarda yoğurdu kaşıkla veriyoruz ya da meyve suyunu içiriyoruz. Sıkıldığı veya yere atmaya başladığı an zorlamıyoruz. Unutmuyoruz ki nerede, ne zaman, ne yiyeceğine biz; ne kadar yiyeceğine kızımız karar veriyor. (3N-1N Kuralı)
Ve bugünün öğle yemeği Fırında Kabak Mücver. Adından da anlaşılacağı gibi kızartmak yerine fırında pişirmeyi tercih ettim. Hazırlaması ve pişmesi dahil yalnızca yarım saatimi aldı. Malzemeler ise şöyle:

-1 orta boy kabak (rendelenip, suyu sıkılmış),
-1 dal yeşil soğan (ince kıyılmış),
-1 ufak kuru soğan (rendelenip, suyu sıkılmış,
-1 diş sarımsak (rendelenmiş),
-Birkaç yaprak maydonoz,
-Birkaç yaprak dereotu,
-1 yemek kaşığı ev yapımı lor peynir,
-1 yumurta sarısı,
-1 yemek kaşığı organik pirinç unu (ben City Farm kullanıyorum),
-1 yemek kaşığı ruşeymli irmik (Makarna Lütfen),
-1 çay kaşığı kimyon,
-1 tatlı kaşığı zeytinyağ,
-1 tatlı kaşığı Hipp 7 tahıllı ek gıda (isteğe bağlı).

   Tüm bu malzemeleri derin bir kapta yoğurup, kıvamını ayarlayıp, yuvarlak şekil verdim. Fırında 180 derecede 15 dakika kadar pişirdim. Yanına yoğurt ve elma suyu hazırladım. 2.5 köfteyle yoğurdun tamamı yedi bebeğim. Elma suyunuda aralarda içip öğününü tamamladı :)
Bebeklerin çok seveceği bir tarif olacağını umuyorum. Afiyetle :)

Sevgiler,
Ayolelut

Bebek Mercimek Köftesi


   Merhabalar :)
Geçtiğimiz hafta içi çok tatlı iki misafirimiz vardı. Kız kıza bol sohbetli, keyifli bir gün geçirdik. Aybilge de mama sandalyesiyle masadaki yerini aldı, bize eşlik etti :) Hem misafirlere ikram hem de kızıma öğle öğünü olsun diye mercimek köfte yapmak geldi aklıma o gün. Bizim yediğimiz tatları bebeğimin yiyeceği şekile uyarlayıp, öğün yapmak bu sıralar favorim zaten :) "Peki nasıl yaptın bu köfteleri?" derseniz: Kendimize hazırladığım kırmızı mercimek ve ince bulgurlu harçtan bir avuç kadar ayırıp aşağıdaki malzemeleri ekledim. (1 su bardağı kırmızı mercimeğe, yarım su bardağı ince bulgur ölçüsüyle)

-1 küçük dal yeşil soğan (çok ince kıyılmış),
-Birkaç yaprak maydonoz,
-1/2 çay kaşığı kimyon,
-1 tatlı kaşığı Hipp 7 tahıllı ek gıda (eklenmeyebilir),
-1 tatlı kaşığı zeytinyağ.

   Ayırdığım mercimekli bulgurlu pişmiş harca tüm malzemeleri ekleyip, hafifçe yoğurdum. Köfte şekli verip Aybilge'nin beğenisine sundum. Dört köfteden ikisini bitirdi, annesini mutlu etti :D

Sevgiler,
Ayolelut

14 Mayıs 2015 Perşembe

Ezo Bebek Çorbası


   Geçtiğimiz hafta Aybilge'ye anneannesi nefis bir çorba yaptı. (Kalanını yine ben yedim tabii ki :)) Adını da "Ezo Bebek" koydum. İçinde bakliyat, sebze ve kuzu kıyma var. Bu besleyici çorbanın tarifini bebişler için yazıyorum.

-1 yemek kaşığı kırmızı mercimek,
-1 yemek kaşığı bulgur,
-1 yemek kaşığı pirinç,
-1 ufak patates,
-1 ufak soğan,
-1/2 havuç,
-1 diş sarımsak,
-1 yemek kaşığı iyi çekilmiş kuzu kıyma,
-1 yemek kaşığı zeytinyağ,
-1 çay kaşığı kuru nane.

   Çorbalık malzemeleri düdüklüde 10 dakika kadar pişirdi annem. Kıymayı ise ayrı bir tencerede iyice kavurdu. Hafifçe blenderdan geçirdiği çorbaya ekleyip 5 dakika daha pişirip dinlenmeye bıraktı. Biz çok sevdik bu çorbayı, bizim evde sık sık pişer artık :) Ek gıda serüveninde ilerleyen tüm anne ve bebeklere afiyet olsun.

Sevgiler,
Ayolelut

12 Mayıs 2015 Salı

6 Ay Kınası


   Kına; birbirinden renkli, farklı ve güzel gelenekleri olan kültürümüzde önemli bir yere sahip. Evlenecek gelin ve damada, askere gidecek gençlere, sünnet olmadan önce erkek çocuklara yakılan kına; Ege bölgesi'nde 6 ayını dolduran yani yarım yaşında olan kız bebeklere, ailesine bereket getirsin, hayırlı, sağlıklı bir ömrü olsun diye yakılıyor. Bebeklere isteğe göre bindallı veya kırmızı bir elbise giydiriliyor. Ev süsleniyor, ikramlar ve hediyelikler hazırlanıyor. Aile dostlarından biri veya annenin bir arkadaşı "Kına Annesi" oluyor. Gelirken bebeğe ufak bir hediye getiriyor ve kınasını yakıyor. Sonra müzikli, sazlı, sözlü eğlence başlıyor. 



   Bizim 6 ayımızı doldurmamızın üzerinden 1 ay geçti. Bu kınayı yakacaktık, kaçarı yoktu :D İstanbul'da mı? Ankara'da mı? Gündüz mü? Gece mi? yakalım derken sonunda Ankara'da geçtiğimiz hafta organize olabildik. Misafirlerimizi davet ederken bol bol "Aa bebek kınası neymiş?" , "6 ay kınası mı?" , "Her ay kutlama yapıyorsunuz, bu da öyle birşey mi?" cümlelerini duyduk :))
   Hazırlıklara gelinceeee :) Ben kurabiye malzemelerini alarak ve kağıt süslerin çıktılarını alarak başladım. Kokulu sabunları instagram'da buketin_kokulu_sabunlari sayfasının sahibesi Buket hanım'a yaptırdım. 


Konsept kaftan olunca bir de keçeden lavantalı magnetler hazırladık. Kurabiyeleri birkaç gün önce pişirip, süsleyip, paketledik. Peçeteleri kaftan şeklinde kestik. Kırmızı bonbonlar aldık. Pastayı da benim yapmam planlanıyordu ama annem çok cici bir sürpriz yaptı. Pastalarına bayıldığım ve hatta nişan pastamızı yaptırdığımız Angora Pastanesi'ne sipariş vermiş. -Üzerinde tüllü tokalı, tütü etekli minik figürü olan kına pastası eve geldiğinde sevinçten ve şaşkınlıktan çığlık attık- İkramların çoğunu bir gece önceden hazırladık. Tüm bu hazırlıkları yaparken; dedem, anneannem, teyzem, kuzenim ve tabii ki canım annem yardım etti bana. Her birini ailecek keyifle yaptık. -Böyle özel günlere hazırlanırken biriktirdiğim anıların yeri ayrıdır bende-Aybilge'm ise neşeli ve şaşkın gözlerle izledi bizi. Bazen sıkılıp ağladığı da oldu.






















Kına günü evin salonuna banner ve balonları asmamızın ardından Aysultanım bindallısını giydi, bizler de hazırlanıp misafirleri beklemeye başladık. Bindallının tülü, pulu dikkatini fazlasıyla çekti kuzumun. Fakat fazla ilgiden ve elbiseden olsa gerek biraz durgundu. İlerleyen saatlerde keyfi yerine geldi. Sohbet ve ikramın ardından minik ellerine kınası yakıldı, el gülü takıldı. (Eğer hemen yemeye çalışmasaydı kınası biraz tutacaktı ama elini ağzına götürmekte ısrarlı çıkınca yıkamak zorunda kaldım.) Kına annemiz bir aile dostumuzdu ve oldukça heyecanlıydı. Aybilge için güzel dileklerde bulundu, hediyesini verdi :) Bir kasenin içine kardığımız kınadan isteyenler hemen ellerine yaktı, ardından hediyelerimiz dağıtıldı. Minik misafirler de pasta için sabırsızlanmaya başlayınca bol fotoğraf çekimi eşliğinde pastamız kesildi. Sonrası tam gaz kız kıza eğlence :)) 



İsim koyma töreni, 40 mevlüdü, Yarım yaş partisi, 6 ay kınası derken muhteşem ilk yılımımızı yarıladık. Şimdi sırada Diş buğdayı partisi var. Kaşınan dişler öyle söylüyor ;)


Sevgiler,
Ayolelut



4 Mayıs 2015 Pazartesi

Tavuk Suyuna Yıldız Şehriye Çorbası


Merhaba :)
Aybilge'ye her gün farklı bir menü hazırlamaya çalışıyorum. Ankara'ya geldiğimizden beri hafif bir grip hali mevcut olan bebeğime bugün -az ekşili- organik köy tavuğu suyuna şehriye çorbası pişirdim. E haydi o zaman gelsin tarif:

-2 su bardağı tavuk suyu,
-2 yemek kaşığı yıldız şehriye,
-Birkaç sap maydonoz
-1.5 tatlı kaşığı tam buğday unu,
-Çeyrek limon suyu

Kaynamaya başlayan tavuk suyuna; un ve limon suyu terbiyesi ve ardından şehriyeler eklenir. Şehriyeler yumuşayıp pişmeye başlayınca bir taşım kaynatılır. Maydonoz serpilip, ılımaya bırakılır. Bebişe afiyetle yedirilir.

Sevgiler,
Ayolelut

28 Nisan 2015 Salı

Sebzeli Mercimek Çorbası


Sebzeli Mercimek Çorbası

-1 havuç
-4-5 sap brokoli
-1 diş sarımsak
-1 yemek kaşığı kırmızı mercimek
-1 parça dereotu
-1/2 çay kaşığı kimyon
-2-3 damla zeytinyağı
-Ev yapımı et/tavuk suyu

Tüm sebzeler yıkandıktan sonra önce havuç, et suyunun içinde pişmeye bırakılır. Yumuşamaya başlamasının ardından brokoli ve mercimek eklenir. Sarımsak 4'e bölündükten yaklaşık 10 dk. sonra çorbaya eklenir. (Sarımsağın içinde bulunan allicin maddesi, kesildikten birkaç dakika sonra açığa çıkıyor. Allicin; antienflamatuar, antibakteriyel, antiviral özelliklere sahip) Dereotu ve kimyon ilave edilip, üzerine zeytinyağı gezdirdikten sonra birkaç dakika daha pişirilir. Blender yardımıyla çok az ezilir.

Ben ayrıca Aybilge'nin çorbalarına 7 tahıllı ek gıda ekliyorum. Hem kıvamı hem besleyiciliği artıyor. Afiyet olsun tüm bebişlere :)

Sevgiler,
Ayolelut

Aybilge'nin 7. ayı


7. ayını Aybilge kuzu anlatıyor: :))
"Merhaba ben annemin Ayçöreği, babamın Ayprensesi, ailenin en küçüğü Aybilge. Artık büyüyorum, 7. ayımı kendim anlatmak istedim. Bu ay annem ve babam diş çıkarırım diye her gün ağzıma baktılar ama bende tık yok. Ağlayıp, huzursuzlanınca 'Diştendir, diş çıkarıyor' deyip durdular. Yerlerde yuvarlandım, yuvarlana yuvarlana salonu keşfettim. Yanımda birileri olunca oyun halımda oynayıp, yalnız kalınca gitmedik yer bırakmadım. Annem kenara köşeye yastık dizdi hep. Herkes yürüteçte yürüteç dese de almayacakmış, beni doğal sürece bırakacakmış. Hala desteksiz oturamıyorum, renk renk yastıklara yaslanıyorum. Ek gıdalarla beraber mama sandalyesinin masasını da yiyorum :) Damaklarımı orada bir güzel kaşıyorum. Yeni yeni mamalar yapıyorlar bana. En çok yoğurdu seviyorum. Annem gibi sebzeci, babam gibi ekşiciyim. Bıraksalar bir bütün limonu hüpletirimde 'Pişik olursun bebişim' deyip alıyorlar elimden. Aaa makarna sosundan tattırdılar bana, o ne güzel şeymiş baharatlı baharatlı. Büyüklerin mamaları bir harika dostum :D
Annem yalnız kahvaltı yapmayı sevmez hiç. Katır kutur sütlü birşey yiyor zaten. Artık birlikte kahvaltı yapıyoruz diye pek mutlu. Yumurta sarısı ve peynir, yanına da elma-armut suyu, ohh mis :) Blw varmış birde; herkesle masaya oturdum. Ne istersem mıncıkladım, canım isteyince ağzıma götürdüm. Annem kaşıkla çorba yedirirken kaşığı elinden çekip kendim yemeye çalıştım. Uğraşıyorum kendimi beslemek için.
Oyuncaklarıma daha dikkatli baktım, salıncaktan sıkıldım. Değişik oyunlar oynadık annimle, babişimle. Tonton kitap serisine bayıldım. Sayfalara pat pat vurdum, yemeye çalıştım. 'Minik kitapkurdu' dediler bana. Gözüm odamdaki kitaplıkta zaten :)
Babamla kanguruyla markete, avm'ye gidip baba-kız takıldık. Annemle sinemaya gidip bebişlerle ve annişlerle kaynaştık. Çengelköy'ü, Kadıköy'ü, Bostancı'yı, Maltepe'yi gördüm. Bir sabah uyandım ki Ankara'ya gelmişiz. Büyükanneanne ve büyükdedeme ne oyunlar yaptım neler? :))
Annemin çocukluk arkadaşının kınasına, düğününe gittim. Orada alkış yapmayı öğrendim, ara sıra tel sarar yaptım. Pek bir eğlendim. 7 aylık oldum artık, gece de gezeyim azıcık. Değil mi ama?
Bebek kınası yapacaklarmış anneannemler. Bindallı diye kırmızılı, pullu bir kıyafet aldılar bana. Onu giyecekmişim. Bebek kınası aşağı, bebek kınası yukarı. Hep bunu konuşuyorlar. Bakalım annem daha neler neler yapacak? Yine anlatırım hiç merak etmeyin." diyor Aybilge'm.

Sevgiler,
Ayolelut

27 Nisan 2015 Pazartesi

Bebekle Kına - Düğün

Çok ama çok bal bir vesileyle Ankara'ya geldik birkaç gün önce. Çocukluk arkadaşım canım Burcu'mun düğünü için ☺ Sürpriz yapıp kına gecesinde karşısına çıkacaktık ama instagram paylaşımlarından yakalandık.
Aybilge bebeğimle uyku rutinlerimiz şimdiye değin hiç bozulmadığından (evet, akşam gezmelerine nadiren gidiyoruz. Misafirleri 20.30 dan sonra ağırlıyoruz.) gece davetleri için bazı endişelerim vardı. Annem, anneannem, teyzem ve hatta kuzenim "Biz bebişe bakalım, sen git, eğlen" dedilerse de yapamadım. Aybilge'ye muhteşem ilk yılında yeni ilklerini yaşatmaya karar verdim 👍
Bebek arabamızı İstanbul'dan getirmediğim için önce bebişli komşumuzdan araba temin ettim (Teşekkürler komşucum) Aykuzu öğle uykusundayken yoğurt çorbasını pişirip kavanoza doldurdum, kaşığını, mama kabını ve meyvesini de hazırlayıp bir kenara koydum. Giyeceği kıyafeti, yedeklerini, çanta eksiklerini hazırlarken uyandı. Hemen bir emzirmenin ardından oyun halısına bırakıp, kuzenime emanet edip kuaför olayını halletmeye gittim. (Giderken nereye gittiğimi, hemen döneceğimi her zaman söylerim minik meleğime 😉) Saçım yapılırken aradığımda asayiş berkemaldi. (Gerçekten 1 kez aradım, 1500 kez aramıyorum artık) Eve dönünce çıkmak için epey zamanımız vardı. Biraz oynadık, öptüm, kokladım. Üzerimi giymeden tekrar emzirdim, altını değiştirip hazırlandım. Kıyafet ve ayakkabı seçerken eskisi gibi değil de, rahat eğilip doğrulabileceğim, bebekle ilgilenirken beni daraltmayacak, daha ufak topuklu parçalar seçtim. Sırt çantamla kombinimi tamamladım ve en son Aykızımın cicilerini giydirdim (Çıkmadan önce kusma ihtimaline karşı). Evde hızlıca bir tur atıp, çantayı kontrol edip taksiyi aradım. Artık hazırdık. (Annem hepimizden hızlı çıktı, işten gelip jet gibi hazırlandı 😀)
Salona gittiğimizde yerleşip etrafı şöyle bir taradım: Bebekle ilgilenebileceğim bir yer var mı? diye ve bulunca eğlence başladı 😉 Yemek yenene kadar uyudu Aybilge, daha sonra davullar, zurnalar, halaylar, kına yakma derken uyandı. Gelip gidip çorbasını yedirdim, anneannesi ilgilendi, ritm tuttu, eğlendi, emzirdim derken tekrar uyudu. Taa ki eve gelene kadar. Ağlarsa hemen döneriz diye düşünerek gittiğimiz kına gecesinden gece yarısı döndük.
Ertesi gün düğün saatinden önce anneannemizle programımız vardı. Günün büyük bir kısmını dışarıda geçirip, düğüne hazırlandık. Kına gecesinde zorlanmamanın rahatlığıyla püremizi, meyvemizi çantamıza koyup gittik. Canım Burcu'mun her an yanında olmak için düğünün ilk anından sonuna kadar salonda kaldık. Alt değiştirme ve emzirme için bu kez sanatçı odasını kullandık. Minnoşumun uykusu yüksek sesten dolayı (kına gecesindekinden epey fazlaydı) uzun soluklu olmasa da yormadı bizi. Yemekte masadaki salatalıkları ve limonları yedi, elinden alınınca ağladı, ağlarken fotoğrafı çekildi, gelin ve damatla selfie yaptı, kucak kucak gezdi. Çok sevildi, çok gülücük attı, iki alkış dolu günün sonunda alkış yapmayı öğrendi. (Ağlarken bile alkış yapıyor artık 😂) Bana iyi ki dedirtti. İyi ki. İyi ki var benim minik yavrum. Minicik bedeniyle her yere her şeye uyum sağlayan, bir başkasının kucağındayken benimle göz temasını kaybetmemeye çalışan, yorulunca başını boynuma gömen, mis kokulum...
İşte böyle geçti kına-düğün koşturmacamız. Hem sevdiklerimizin en mutlu günlerinde yanlarında olduk hem de bebekle hayata karışma konusunda yeni tecrübeler edindik. Ertesi sabah erkenden kalkıp lise arkadaşımla kahvaltıya gitmemizde başka bir post konusu olsun.✌

Sevgiler,
Ayolelut



15 Nisan 2015 Çarşamba

Tereyağ ile yoğurt mayalama

Oldum olası sevmişimdir ev yoğurdunu. Hafif ekşi tadı, kokusu ve anne eli değmiş tadıyla bir numaradır. Lakin pastörize süt ile yapılanı bu saydığım özelliklerin hiçbirine sahip olmuyor. Doğum öncesinde çalışan bir kadın olduğumdan mahalleye sütçü geliyor mu? Geliyorsa hangi gün geliyor? Litresini ne kadara satıyor? hiçbir fikrim yoktu. Gel zaman git zaman Aybilge'nin ek gıdaya geçişi yaklaşınca bende araştırdım, sık sık camdan baktım, eli tencereli teyzelerin nereye gittiğini takip ettim :) komşulara sordum derken sütü kapımıza kadar getiren bir sütçü buldum. Her hafta litrelerce alıp yoğurdumu (ve hatta peynirimi) kendim yapmaya başladım. Sütün eve yayılan kokusu, kaynar kaynamaz birer bardak içilmesi öyle güzel bir dalga yaydı ki etrafa. E bu da bonusumuz oldu.

Aybilge'ye günlük (bazen üç günlük) mayaladığım yoğurdun her seferinde daha lezzetli olması için değişik değişik taktikler aldım, denedim.  (Mayanın içine şeker atma, borcam'da mayalama, fırında uyutma vs.) Eşim de ben de pek bir fark göremedik. Bir de tereyağ ile mayalamayı deneyeyim dedim. İyi ki de demişim. Çünkü hem kıvamı, tadı bambaşka oldu. Hem de daha pratik. Maya olarak kullanacağım yoğurdu çırpma, süt ile ılıtma işlemlerinin hiçbirini yapmadan dolaptan çıkardığım tereyağı (eritmeden) süte ekleyip, karıştırıp yoğurdumu uyuttum. (1 litre süte 1 tatlı kaşığı ölçüsünü baz alıp) Bu kavanozu deneme amaçlı yapmıştım. Önümüzdeki hafta sütün tamamını tereyağ ile mayalayacağım. Kavanozun üzerinde oluşan tereyağ tabakasını da yine maya olarak kullanacağım. Denemek isteyenlere afiyet olsun.

Sevgiler,
Ayolelut


Bebek Bisküvisi


Aybilge'nin yoğurduna ve meyve pürelerine eklemek, diş etlerini kaşısın diye eline tutuşturmak için güzel bir tarif buldum ve ilk bebek bisküvisini pişirdim minik Aykuzuma :) Tarifte yumurta ve şeker yok. Bebeğim için hazırladığım ek gıda tariflerinin içinde bir yaşına kadar şeker olmayacak. Bir yaşından sonra ise ev yapımı pekmez ve reçel, güvenilir üretimli bal ile yavaş yavaş tanışacak.
Gelelim bebek bisküvimizin tarifine:

- 2 çay bardağı tam buğday unu,
- 2 çay bardağı pirinç unu,
- 1/2 çay bardağı irmik,
- 3 çorba kaşığı tereyağ,
- 2 çorba kaşığı ev yapımı yoğurt,
- 1 adet muz (veya istenilen bir meyve),
175 derecede 20 dakikada pişiyor. Mutfak mis gibi kokuyor, bebişler afiyetle yiyip büyüyor. :)

Sevgiler,
Ayolelut

Ek Gıda

Ek gıda ne kadar çabuk gündemimize geldin böyle?

Oysa; sütüm yetiyor mu? Sütümün kalitesi iyi mi? Hangi aralıklarla emzirmeliyim? olaylarını daha yeni aşıp, herşeyi rayına oturtup; anne sütü verebilmenin mutluluğunu ve rahatlığını yaşarken ek gıda konuşmaya başlamak yepyeni soruların beynimi istila etmesine sebep oldu.

Aybilge yaklaşık 4.5 aylıkken; erken mi? Normal mi? Meyve mi? Sebze mi? Suyu mu? Püresi mi? sorularıyla başa çıkıp, doktorumuzun önerisi doğrultusunda minik tadımlarla başladık ek gıda yolculuğumuza.


İlk olarak elma, sonra armut ve ardından havuç suyu tattırdım bebeğime. Porselen (Ya da cam rende) rendeden geçirip, temiz bir tülbentten süzerek verdim. Herhangi bir alerji olasılığına karşı "Üç gün bekleme kuralı"nı uyguladım. Çeyrek elma-armut, bir küçük havucun yarısı kadar miktarlar; bebeğimin sindirim sisteminin katı ve pütürlü gıdaya hazırlanmasına yardımcı oldu. Elma tadımının ilk gününde (organik yeşil elma) yüzünü ekşitme, istememe durumları yaşadık normal olarak. Benim hayalimde anne sütünden sonra ilk kez farklı bir tat alan Aybilge kuzu; ağzını şapırdatmalıydı, çok sevmeliydi vs. -Ah bu annelerin yedirip içirme arzusu, daha ilk aylardan ele geçiriyordu beni- Üç gün bekleyip armut suyuna geçince istekli bir şekilde içti minik bebeğim. Bu sefer de kaşıkla içmek istemiyordu, ben de alıştırma biberonunu devreye soktum.

Havuç tadımına geçtiğimizde kaşığı yeniden denedim ve önceki denemelerime göre daha başarılı oldum. Aybilge'm ise yarım havuç suyunu hüpletti. Dahası olsa içecek gibi gözüküyordu. :)

Bundan sonra sırada meyve-sebze karışımları ve püreler var. (Elma-armut, elma-havuç ile devam edeceğiz)

Birde benim gibi bebeğim herşeyi yesin içsincilere doktorumuzun notunu iletelim. "Bu tadımlarda bebek içiyor diye fazla verilmemeli. Adı üzerinde "tadım". :)"

Sevgiler,
Ayolelut


13 Nisan 2015 Pazartesi

Merhaba

Altı buçuk aylık minik meleğimle ilklerimizi ve gündelik maceralarımızı, tercih ettiğim bebek dostu marka, ürün ve mekanları, bebekli hayata dair ipuçlarımı, oynadığımız oyunları, ek gıda tariflerimi benimle aynı süreçleri yaşayan annelerle ve bebekleriyle paylaşmak adına  "Merhaba" diyorum.

Bebeğimi kucağıma aldığımda tamamlandığımı hissettiğim andan itibaren yaşadığımız detayları biriktirmek bana büyük keyif ve heyecan verir oldu. Aybebeğim, Aykızım, Ayçöreğim diye sevdiğim minik mucizemin herşeyi ilk kez deneyimlemesini izlemekte öyle... Onunla beraber yeniden büyümek, keşfetmek, mis kokusunu içime çekmek, sürekli ninni bestelemek, her saniyesinin tadını çıkarmak adına çalışma hayatına bir süre ara verdim.

Anne olmadan önce ve anne olduktan sonra diye ikiye ayrılan hayatımda (Daha önce de eşimle tanışmadan önce ve sonra diye ikiye ayrılıyordu) kadınlığı, bakımı, hobileri unutmadan; ev işlerini, sosyal hayatı, bebekli etkinlikleri, eşi, dostu, arkadaşları ihmal etmeden/ederek, yorulmadan/yorularak, uykusuz kalarak/kalmayarak neler yapıyorum? Nasıl yapacağım? hep beraber görelim. 

Sevgiler,
Ayolelut